top of page

Tofaş Kuş Serisi Araçlar Kazalarda Neden İkiye Bölünüyor?


tofaş kaza

Bugünki yazımızda her ne kadar çok sevsek de, tiryakisi olsak da maalesef en ufak kazada bile can yakan Kuş Serisi hakkında biraz da acı gerçeklerden bahsedeceğiz. Yani Tofaş Kuş Serisi Araçlar Kazalarda Neden İkiye Bölünüyor?

Kuş serisi araçlar 1980'lerde Fiat 131'in üzerinde ufak değişiklikler yapılarak ortaya çıktı. Doğan, Şahin'in daha donanımlı versiyonu, Kartal ise ilk çıktığında Şahin'in SW (station wagon) versiyonuydu. Yıllar geçtikçe 1988 yılına kadar ufak tefek değişikliklerde üretim devam etti ve 1988 yılında Kuş Serisi tamamen kabuk değiştirdi.


1988 Yılı: Kuş Serisi Güncelleniyor


fiat regata
YZ ile oluşturulmuş bir Fiat Regata görseli


1988 yılına gelindiğinde Kuş Serisi Fiat Regata'da esinlenerek Fiat 131 yani Murat 131 karoseri üzerine makyaj yapılarak piyasaya sürüldü. Şase, podye, motor, aktarma organları, kısaca yürüyen aksam tamamen Murat 131 ile aynıydı. Murat 131'den farklı olarak dış kabuk kısım değişim geçirmişti. Artık 1988 yılı ve öncesi eski kasa, 1988 yılı sonrası yeni kasa olarak adlandırılıyordu. Yeni kasa Kuş Serileri ruhsatta bile hala Murat 131 olarak geçmekteydi.


Fiat 131 modeli 1970'lerin teknolojisiyle üretilmişti ve üretim bantları Türkiye'ye satıldıktan sonra uzun yıllar aynı platform ve karoseri ile üretilmeye devam edildi. Yapılan değişiklikler sadece göze hitap ediyordu. Arka emniyet kemeri takviyesi ve Doğan modellerinde kapı içi lateral barlar eklenmesi haricinde 2002 yılına kadar neredeyse güvenlik ile alakalı hiç bir donanım eklenmeden üretim devam etti.

Madde madde anlatıyoruz... Kuş Serisi neden ikiye bölünüyor?


1- Modifiye


tofaş
Yayları kesilmiş bir Tofaş

Günümüzde Kuş Serisi araçların helezonlarını keserek piyasa tabiriyle aracı basıp yerle bir yapmak maalesef zaten zayıf olan taşıyıcı parçaları daha da güç duruma düşürüyor. Yoldan gelen darbeleri sönümlemesi gereken helezon ve amortisör, helezon kesildiğinde görevini yerine getiremiyor ve darbeleri direk ana taşıyıcı parçalara iletiyor. Zaten metal yorgunluğuna maruz kalan ana taşıyıcı parçalar sönümlenmesi gereken darbeleri üzerine alınca birleşim yerlerinden zayıflayarak ufak çaplı kazalarda bile aracın zayıf olan A sütunundan bölünmesine neden oluyor.

Yani modifiye yaylar veya kesilmiş helezon yayları süspansiyonun çalışmasını bozar ve şasiye ani, düzensiz yükler bindirir. Bu da metal yorgunluğunun daha hızlı ortaya çıkmasına sebep olur.


2- Metal Yorgunluğu

Şu an en yenisi 33 yaşında olan Kuş Serisi maalesef zamana yenik düşüyor. Bunun nedenlerinden bir tanesi ise metal yorgunluğu.

Metal yorgunluğu, bir metal malzemenin tekrar eden yükler (gerilim veya gerinim) altında zamanla çatlaması ve sonunda kırılması durumudur. Bu olay, yükler tek başına çok büyük olmasa bile, uzun süre boyunca tekrarlanması sonucunda meydana gelir. Özellikle otomotiv, havacılık ve makine sanayinde çok önemli bir konudur.

Kuş Serisi araçların şase kolları, birleşim yerleri ve arka denge kollarının bağlandığı yerlerde zamanla mikro çatlaklar oluşur. Özellikle ön direklerin olduğu yerler pas ve korozyona uğrayarak içten içe çürür ve gözle görülmediği için bilinmez. Arka denge kollarının bağlantı noktalarında zamanla mikro çatlaklar oluşur ve bu çatlaklara düzenli olarak yük bindiği için büyür, bir gün sürücünün de duyabileceği şekilde özellikle kalkışlarda ses çıkarmaya başlar.

İşte bunların hepsi bir araya gelerek zaten üretildiği yıllarda bile eleştirilere maruz kalan şase sistemi yılların vermiş olduğu metal yorgunluğu ile zayıflar ve kazalarda bükülme veya ikiye bölünmeye neden olabilir.


3- Yapısal Dayanım ve Şase Tasarımı


fiat 131
Fiat 131 Şase Tasarımı

Kuş Serisi araçlar, 1970'li yılların otomotiv teknolojisiyle üretilmiştir. Bu dönemde araçların gövde yapısı, günümüz araçlarına göre çok daha basit ve dayanıksızdı. Modern otomobillerde gövdeye entegre yüksek dayanımlı çelikler ve darbe emici bölgeler bulunurken, Kuş Serisi araçlarda bu tür teknolojiler mevcut değildir.

Ayrıca bu araçların şasisi, özellikle orta gövde kısmında ciddi bir rijitlik zafiyetine sahiptir. Bu da çarpma anında aracın orta kısmının yüksek kuvvetlere dayanamayarak kopmasına veya bükülmesine neden olur.


4- Çürüme

Muayene istasyonlarının kapısında beklerseniz her 10 Kuş Serisi araçtan en az 5-6 tanesinin taşıyıcı parçalarındaki çürüklerden dolayı muayene tekrarına kaldığını görürsünüz. Bunun nedeni araçların ya taban saclarındaki ya da şase kollarındaki çürümelerdir. Araç muayenesinde taşıyıcı parçalardaki çatlaklar veya çürükler ağır kusura sebebiyet verir ve araç muayeneden geçemez. Araç sahibi de bir kaportacı ile anlaşır. Kaportacı çürük sacı keser, yerine yeni sac kaynatır, kaynak yerlerine silikon sürerek aracı muayeneye gönderir ve bingo! Araç muayeneden geçer. Peki sizce yapılan bu işlem ne kadar sağlıklıdır? O aracın görünen yerinde bir çürüme varsa göremediğimiz iç taşıyıcı kısımlarında da çürümeler yok mudur? Tabikide vardır ve Kuş Serisi araçların kazalarda ön direkten ikiye ayrılması göremediğimiz kısımdaki çürümelerin bir sonucudur. Çünkü ön çamurluk söküldüğünde asıl çürüyen yerin ön direk ve alt tarafı olduğu görülür.


5- Ticari Kaygılar


al satcı

Kuş serisi araçlar Türkiye'de peynir ekmek gibi satılan, alanın ertesi gün kar koyarak satabileceği, piyasası çok hızlı olan araçlardır. İşe yeni başlamış al-satcıların göz bebeği olan Kuş Serisi araçlar al-satcı tarafından alınır, merdiven altı bir kaporta boyacıya götürülür ve çürükler onarılmaz. Sadece üstü kapatılır. Altta bir çürük varsa mastik çekilir. Kasada çürük varsa çelik macun çekilir üstüne boya atılır. Parası o arabayı almaya yeten alıcı çürüklerin üstü kapatıldığı için ve işten anlamadığı için o aracı çoluk çocuğuyla binmek için alır. 1 seneye kalmadan üstü kapatılan çürük patlamaya başlar ve onarılmadığı için ilk halinden daha fazla masrafa yol açar. Allah korusun en ufak bir kazada neler olacağını yazmak istemiyorum.

Bu aracı satan al-satcı arkadaşımız da üzerine koyduğu karı helal zannederek bu işi yapmaya devam eder.


SONUÇ

Kuş Serisi araçlar Türk halkı tarafından benimsenmiş ve çok sevilmiştir. Milyonları olsa garajında bir tane Kuş Serisi olan, ben ondan başka arabaya binmem diyen, tiryakisi olan, hastası olan insanlar var. Ben de Kuş Serisi severler derneği olsa dernek başkanı olacak sempatiye sahibim.

Ancak bu araçlar her ne kadar acı olsa da maalesef artık çağının gerisinde kalmış araçlardır. Üretim teknolojisi, üretim kalitesi, metal yorgunluğu, çürüme gibi nedenlerden dolayı bu araçlar artık zamanını doldurmuştur. Yapılan modifiyeler, ucuz maliyetle yüksek kar etmek için yapılan sahtekarlıklar ve motorunda yapılan güçlendirmeler ile yapılan yüksek hızlar bu araçların trafikte tehlike saçmasına neden olmaktadır.

Kuş Serisi araçları kendi özellikleri ile oynamadan, orijinalliğini bozmadan, periyodik ve fren bakımlarını aksatmadan, modifiye yapmadan ve duramayacağı hızlara çıkmadan kullanılması hem kendinizin, hem sevdiklerinizin, hem de trafikte tanımadığınız evde bekleyeni olan insanların sağlığı açısından büyük önem arz etmektedir.


Unutmayın Kuş Serisi araç sahipleri! Kullandığınız aracın üretiminde kullanılan saclar belki de Kenan Evren Cumhurbaşkanı iken üretildi!

2 Comments


nma.mert
Apr 22

hem herkesin anlayacağı dilde hem de nedenleriyle yeterli bi yazı olmuş eline sağlık

Like
Hendese Araba
Hendese Araba
5 gün önce
Replying to

Teşekkür ederim.

Like

hendeSe araBa

 
bottom of page